Pandemi ile mücadelenin en yaşamsal aracı olan aşıların yanındayız!

Aşılar, günümüzde tıp alanında kullanılan en güvenli, en etkili tıbbi uygulamalardır. Aşı uygulamasında bireyin hak ve özgürlükleri ile kamu sağlığının gerekleri çelişmez, aynı yöndedir. Aşı karşıtı propaganda ve uygulamaların tarihi neredeyse aşılamanın tarihi kadar eskidir. Aşılama tarihinde ilk  uygulamalar bireyi koruma amaçlı da olsa, daha sonra toplumsal bağışıklık kavramı gelişmiş ve yeterli sayıda bireyin aşılanması ile toplumsal bağışıklığın sağlanması ve böylece çeşitli nedenlerle aşılanamayan kişilerin de korunabileceği anlaşılmıştır. Aşılama oranlarının belli düzeylere çıkarılması ile çiçek hastalığı yeryüzünden silinmiş, çocuk felci hastalığında da sona yaklaşılmıştır.  COVID-19 pandemisinde de güvenli ve etkili aşılar ile yapılacak yaygın aşılamanın, salgını kontrol altına almaya katkı sağlayacağı açıktır. Bu nedenle artık günümüzde aşılamayı hem bireysel hem de toplumsal bir uygulama olarak ele almak gerekmektedir. Bu durumda hem toplumsal yarar hem de hak ve sorumluluklar açısından bütüncül olarak değerlendirilmelidir.

İlk COVID-19 hastasının resmi olarak 11 Mart 2020 tarihinde açıklandığı günden beri Sağlık Bakanlığı’nın veri paylaşımları şeffaf olmamış, bilimsel akla aykırı uygulamalarla devam etmiş ve korumaya değil güvenliğe dayalı iç politikalar nedeniyle başarısız sonuçlarla karşılaşılmıştır.

Pandemi nedeniyle bugüne kadar on binlerce yurttaşımız ve yüzlerce sağlık çalışanımız yaşamını kaybetmiştir. Siyasi otorite maske dağıtımındaki belirsizlikler ve gecikme gibi aşı uygulamasına gelindiğinde de çözüm üretmede başarısız olmuştur.  Sağlık Bakanlığı tarafından 11 Aralık 2020 tarihinde getirileceği duyurulan aşılar Aralık ayı sonuna kadar getirilememiş, hatta “Beşeri Tıbbi Ürünler Ruhsatlandırma Yönetmeliği” bile ancak 18 Aralık’ta Acil Kullanım Onayı (AKO) maddeleri eklenerek mevzuat açığı giderilmeye çalışılmıştır.

Ayrıca Bakanlık;

  • Bugün Türkiye’de uygulanmaya başlanan aşının Faz3 çalışmaları Türkiye’de ve dünyada 0 ve 14. günler olmak üzere 2 doz üzerinden yapılmakta iken, uygulamada aşıyı Faz 2 sonuçlarına bakarak 0 ve 28. Günlerde uygulama kararı almış,
  • ayrıca 60 yaş ve üzeri grup için çalışma verisi yokken uygulamayı sağlık çalışanlarıyla birlikte bu grupta başlatmıştır.

Toplum bağışıklığının sağlanabilmesi için %80 etkili olan bir aşıda toplumun %75-90’ının aşılanması gerekmektedir. Daha düşük düzeyde etkili aşılar için ise tüm toplumun aşılanmasının gerektiği ifade edilmektedir. Bu değerlendirme ışığında Türkiye’de uygulanacağı söylenen aşının toplum bağışıklığı sağlaması için 6 ay içerisinde yaklaşık 120 milyon doz uygulanması gerekmektedir. Ancak aşılama programı tüm ayrıntılarıyla açıklanmadığı gibi geldiği ve geleceği belirtilen aşı dozlarının bu sayıya yaklaşması dahi mümkün görünmemektedir. Sağlık Bakanlığı’nın gerçekçi ve toplum bağışıklığını sağlayacak bir aşı programını kamuoyuyla paylaşmasının güven ilişkisinin bir parçası olduğu açıktır. Aksi halde bulaş hızı yüksek olan korana virüsünün yaygınlaşması hızlanmakta ve önlenebilir ölümlerin önüne geçilmeyecektir. Koruyucu sağlık hizmetlerinin en önemli aracı bugün başlayan aşılamanın, COVID-19’a bağlı ağır hastalık, yurttaş ve sağlık çalışanlarının ölümleri azaltacağını düşünüyoruz

Halkın sağlığını koruyucu aşı politikaları geliştirmek Sağlık Bakanlığının görevidir,  Genişletişmiş Bağışıklama Programı hedeflerine ulaşılabilmesi için Sağlık Bakanlığı’nın etkili yollarla sağlık eğitimi vermesi, halkın yaşadığı yerlerde, kabul edilir yollarla bu hizmeti sunması, birinci basamak sağlık örgütlenmesini bu yönde örgütlemesi görevi söz konusudur.

 

Sağlık meslek örgütleri olarak etkili ve güvenli her aşının yanındayız.

 

Sağlık meslek örgütleri olarak öncelikle ve bir kez daha vurgulamak isteriz:

Aşı tüm canlılar için hayat kurtaran ortak bir değerdir. Aşılamalarla her yıl yaklaşık üç milyon insan yaşama tutunmaktadır. COVID-19 pandemisinde de güvenli ve etkili aşılar ile yapılacak yaygın aşılamanın, salgını kontrol altına almaya katkı sağlayacağı açıktır.

Bilimsel olarak etkili ve güvenli her aşının yanındayız!

 

Pandemi ile mücadelenin en yaşamsal aracı olan aşıların ülkemizde uygulanma süreci, en küçük bir hatayı kaldırmayacak önemdedir. Zamanın dar olması ya da aciliyet gibi gerekçelerle olağan incelemeler göz ardı edilmez ve her koşulda yapılmalıdır. Alınacak riski olabildiğince bilmek, öngörmek ve en aza indirmeye çalışmak önemlidir.

 

Acil Kullanım Onayı verdiği belirtilen Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’ndaki bilim heyeti ve yetkinlikleri kamuoyundaki kaygıların giderilmesi açısından hızla açıklanmalıdır. Konularında yetkin farmakoloji, immünoloji, viroloji, mikrobiyoloji, enfeksiyon hastalıkları, halk sağlığı ve epidemiyoloji uzmanlarından oluşan ve hiçbir çıkar çatışması söz konusu olmayan bilim insanlarından oluşan bir kurulun zorunluluk olduğu, TTB Aşı Tutum Belgesinde de vurgulanmıştır.

 

Buna karşın Sağlık Bakanlığı talepleri karşılamadı, uyarılara sessiz kaldı.

 

Bakanlık;

  • Talep ve uyarılara rağmen veri paylaşmadı,
  • aşı uygulamasına dair çözüm üretme noktasında geç kaldı
  • sonrasında da belirsiz bir süreçle ve aceleye getirerek Acil Kullanım Onayı (AKO) verdi.

 

Bir kez daha Sağlık Bakanlığı’nı göreve davet ediyoruz.

Sağlık Bakanlığı ve ilgili mercilerin koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında aşılama hizmetlerine talep yaratma, bu talebi karşılama ve sürdürülebilirliği sağlama sorumluluğu vardır. Sağlık Bakanlığı bilimsel veriler ışığında aşılar ile ilgili toplumu bilgilendirmeli, insanların kuşkularını gideren doyurucu açıklamalar yapmalıdır. Sağlık Bakanlığı, aşı ile ilgili hukuksal süreçlerin çözümü için toplum (kamu) adına taraf olmalı, sorumluluk almalıdır.

 

Türkiye’de uygulanmaya başlanan ve uygulanması planlanan aşıların etkilik ve güvenlilik verilerini paylaşılmalıdır. Getirilen ve getirilecek olan aşıların sürekli tedarikini güvence altına almak için politika oluşturup kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Toplumun bağışıklama programını risk grupları ve farklı yaş gruplarını dikkate alarak, bu gruplarda etkilik ve güvenliliği gösterilmiş aşılar ile oluşturulmalıdır. Sağlık Bakanlığı’nı COVID-19 aşı politikası  konusunda kamuoyunu bilgilendirmeye; bilim insanlarının talep ettikleri verileri paylaşmaya; aşı uygulamalarında her açıdan şeffaf olmaya çağırıyoruz.

Bir kez daha yeniliyoruz AŞI CANDIR HAYAT KURTARIR!

Amed Sağlık Platformu